top of page

Erotizm; bireyin varoluşunun bu dünyada yaşam olarak iç dünya ve çevreden oluşan bir bütün olduğunu ortaya koyar. Erotizm baskılarla dolu yaşamımızı özgürleştirerek, bireyin yaşam zorluklarına katlanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu özgürleştirici dünya, erotizm olduğuna göre; resim sanatı da insanın yaşamını erotizm ile ifade edecektir. Çünkü insana yaşama dayanma ve başkaldırı gücünü –tükenişe kadar yaşam düşüncesini- (intihar eylemine karşı olma) sanat, ancak erotizmi temel alarak gerçekleştirebilir. Erotizm, özgürleştirici bir dünya sunarsa bu, erotizmin yasağa karşı gelme kavramının varlığından dolayıdır. Kısacası erotizm yasağa karşı gelmedir. Bu nedenle erotik olan bir sanat disiplini –figüratif resim- başkaldırı düşüncesini içinde taşır. Figüratif resim erotizmden ayrı tutulamaz. Çünkü figüratif resmin temeli erotizmdir. Şu bir gerçektir ki beden erotiktir. Öyleyse erotizm nedir? Erotizm üremenin doğal amacı olan çocuk sahibi olma kaygısından ayrı, psikolojik bir araştırmadır. İnsan ve insna bedeni erotizm için bir araçtır ve figüratif resim erotizme bağlı olduğundan şiddete de uzak değildir. Erotizm ile şiddet paralel bir psikolojik durum içindedir. Dolayısıyla bu iki kavram şiddetle iç içedir. Cinsel arzu ve cinayetin, ölüm ve yaşam betimlemelerimizin temelini oluşturduğu düşüncesi, figüratif resmi varoluşçu bir görünge içerisinde değerlendirmemize sebep olmaktadır. Çünkü varlık insanda tutku dışında oluşmamıştır. Aksine varlık, tutku eylemleri dışında düşünülemez. Sapkınlık ve başkaldırı bu iki keskin uç, Sarte’da olsun Camus’de ya da Bataille’de olsun ivedilikle incelenen bir sorunsal olmuştur. Zevk ve acı, sapkınlık ve başkaldırı, ölüm ve yaşam zıt kavramların bir bileşkesidir. Sonuç olarak bedeni anlatan bir resim disiplini, erotizmden ve onun yıkıcı sorunlarından ve yapıcı yaşamsal olgularından ayrı tutulamaz. Bu bakımdan figüratif resim toplumsal olduğu kadar biyolojik bir değer olarak da cinseldir.

bottom of page